Hayatta yola çıkıp yuvalar inşa eder insan. Bazen yeniden yollara çıkılır, yuvalar aşılır, terk edilir, değişir, dağılır, yıkılır, dönüşür. Yeni yollardan, yeni kapılardan geçilir. İlk bakışta yorucu gibi gelen bu değişimlerin, kimi zaman vardığı yerin coşkulu sesini duyarsınız kendinizi yeniden doğururken.

Yeniden doğmak, yenilenmek de öncelikle bu yeni doğana bir isim vermekten geçer. İsim vermeyen hiçbir topluluk yok bildiğim kadarıyla. Her şeyin bir ismi var. İsim, varlık bulmanın simgesi…

Bir şeyin isminin diğerlerinden o şeyi ayırmaya yaraması dışında ismin kendisinin bizde çağrıştırdığı duygu ve düşünceler, anımsattıkları ve o ismin kendisi ile aramızda bir hikâye başlar. Artık isim, bir kimlik olacak ve öyle tanımlanacaktır zihnimizde.

İsim aramak, bulmak… Aramanın kendisi de bir yolculuktu keyifli olanından. Acelem yoktu, birbirimizi bulacağımıza inancım tamdı. Bu inançla ne kadar ilgisi var bilmiyorum; bana iyi geldi, uygun geldi, hoş geldi Fides.

Psikolojik danışmanlık işinin kendisiyle Fides’in ve bu isim arama yolculuğunun bazı ortak noktaları olduğunu düşünüyorum. Bu sadece benim çağrışımlarımın ortaklığı da olabilir hiç kuşkusuz. Misal; psikolojik danışmanlık ne zaman başlar? Seans odasına adım attığımızda mı? Benim zihnimde bu yolculuk “Gitsem mi?” diye düşündüğümüzde başlar, psikoloğumuzu seçtiğimizde de hikâyenin kahramanları belirginleşir, yol arkadaşımızın ismi konur.

İki yabancının bir odada buluştuğu bu hikâyede, dile gelen ya da gelmeyen her şeyin buluştuğu seans odası ve danışan-danışman arasındaki eşsiz hikâyenin psikoloğun zihninde korunması ve gizlenmesi gerekir. Tıpkı Fides’in de Roma’nın anlaşmalarını saklaması ve bunları koruması gibi.

Roma mitolojisinde vefa ve sadakatin tanrıçası olan Fides, inancın kişiselleştirilmiş halidir. Verilen sözü ve içilen andı simgeleyen tanrıça Fides…

“Adıyla müsemma” olması dileğimle…

Elvan ŞAFAK BULUT
Mayıs 2020