
Seni çok seviyorum öyle seviyorum ki bu sevgiyi hak etmek için hiçbir şey yapmana gerek yok. Seni sen olduğun, benim evladım olduğun için seviyorum. Bu koşulsuz sevgiyi bütün benliğinle hissettiğin için sen de kendini sevilmeye layık görüyorsun. Senin sınavlardan kaç aldığının bir önemi yok önemli olan mutlu olman ve gayret etmendir. Ben aldığın notu değil çabanı övdüğüm için sen de başarılı olduğunu hissediyorsun. Sınav sonucun açıklandığında ben Ali ya da Ayşe kaç almış diye sormuyorum. Onların kaç aldığı beni hiç ilgilendirmiyor. Bir başkası ile kıyaslanmanın ne kadar kötü bir duygu olduğunu hatırlıyorum. Büyükannen de beni komşumuzun çocukları ile kıyasladığında ben çok üzülürdüm. Hem o çocuklarla ilişkim hem de moralim bozulurdu. Önemli olan bir önceki sınavına göre kendi içindeki gelişimin ya da değişimindir benim için. Bir önceki sınavında daha yüksek not aldıysan neden düşük aldın diye sana kızmak yerine notlarındaki düşüşün sebeplerini araştırıp sorunu çözmeye odaklanırım. Belki sana da problem çözme konusunda model olabilirim. Ben Ali ya da Ayşe’nin gelişimini değil senin gelişimini takip edip önemsediğim için sen de kendine güveniyorsun ve azimle çalışmaya devam ediyorsun. Ben seni kimse ile kıyaslamıyorum evladım sen benim için dünyada birtanesin. Ahmet judo şampiyonu olmuş, çok sevindim. Seni o kadar iyi tanıyorum ki evladım vücut yapının böyle bir spora uygun olmadığını kabul ediyorum ve seni vücut yapının daha uygun olduğunu düşündüğüm sporlardan birine öğretmenlerine danışarak yönlendirdim. Senin judo şampiyonu olman gerekmiyor; bence en önemlisi orada geçirdiğin zamanlarda mutlu olman ve fiziksel gelişimine katkıda bulunmasıdır. Eminim bir gün sen de sevdiğin ve yeteneğinin olduğu alanda kendini geliştireceksin. Ben sana inanıyorum ve güveniyorum.